6 Nisan 2013 Cumartesi

Hareket-zaman sürekliliği

Hareketsizlik ve denge makroskopik dünyada sıkça karşılaştığımız bir durumdur. Ancak parçacıkların dalgalar gibi yaşadığı kuantum dünyasında durum bunun tersidir.

Termodinamiğin 3. yasasına göre sıcaklık mutlak sıfıra yaklaştıkça bütün hareketler sıfıra yaklaşır. Ancak yaşadığımız evrende mutlak sıfıra (-273.15C) ulaşmak mümkün değildir. Bunun sebebi, bütün hareketler dursa bile kristal olmayan maddelerin moleküler dizilimlerinin farklı (kusurlu) olmasından kaynaklanan bir düzensizliğin hala mevcut olmasıdır. Bu da hareketsizliğin oluşamayacağını gösterir.

Eğer hareketsizlik mümkün olsaydı, zamansızlık söz konusu olurdu. Çünkü zaman, harekete bağımlı bir değişkendir. Zaman algısını ve ölçeğini oluşturmamızı sağlayan tekrar eden döngüsel hareketlerdir. Dünyanın döngüsel hareketleri, günleri ve mevsimleri; saat sarkacının periyodik salınımı saniyeyi ölçeklendirmemizi sağlar. Diğer yandan biyolojik döngülerimizde kendi içimizdeki saati - zamanı oluşturur.

Makroskopik hareketimizin son bulmasıyla makroskopik zamanımızda sona erer ve makroskopik dünyada ölmüş sayılırız. Beynimizin hareketimiz üzerindeki kontrolü devreden çıkmıştır. Fakat mikroskopik düzeyde içimizdeki hareket, değişim ve dönüşüm devam eder.

Makroskopik başlangıcımız doğumumuzdur, ya mikroskopik başlangıcımız? Eğer hareketin sonu yoksa zamanın sonu var mıdır? Zamanın sonu yoksa başlangıcı var mıdır? Ya sonucu olmayan bir neden?

Kaynak Gösterimi

Karaaslan, A. Kuday, "Yayın Tarihi", "Yayın Başlığı", Kuantum Determinizm Yayınları, http://kudizm.blogspot.com